Kütüphane Ziyaretleri

Bir Köy Kütüphanesi’nin Başarı Hikayesi

Kitap Okuyan Çocuklar olarak Marmaris’in Orhaniye Köyü, İnci Narin Yerlici Ortaokulu’nda bir öğretmenin ve öğrencilerinin azimle kurdukları kütüphanenin başarı hikayesini paylaşmak istiyoruz. Bilişim Teknolojileri öğretmeni Cihan Şen’in azminin ve kararlılığının tüm Türkiye’ye yayılması ve gerek bakanlıkların gerek belediyelerin aktif ve interaktif kütüphanelerin ne kadar büyük bir ihtiyaç olduğunun farkına varıp, ülkemizdeki kütüphane ve kitap okuma kültürü eksikliğini gidermeleri için çalışmalara başlamalarını diliyoruz..
Burdan Cihan Şen’i ve projesine destek vermiş tüm eğitim ve kültür gönüllülerini kutluyoruz. Cihan Şen’in kaleminden:

“2006-2007 Eğitim yılında İnci Narin Yerlici Ortaokulu’nda göreve başladım.Öğretmenlikteki ilk okulum. Çocukluğumda hep kütüphaneden kitap alırdım, gelir durumumuz müsait değildi. 4-5 kilometrelik yol yürüyüp kitap alırdım. Öğretmenliğe başlayınca burada da kütüphane aradım ama Marmaris’in maalasef küçücük bir kütüphanesi vardı ve köyüme 30 km mesafedeydi. Zorunlu olarak kitap satın almaya başladım, bir yandan da arşiv oluşturduğum için iyi oldu.Kendi sorunumu böyle çözerken öğrencilerimin kitap ihtiyacını nasıl karşıladıkları sorunu takıldı kafama. 2010 yılında fikren 2011 yılında ise fiilen çalışmaya başladık. 2 yıl onlarca görüşme, istek talebiyle geçti. Bilmiyorum ama dilenci durumuna bile düşmüş olabiliriz. Öğrencilerimizle köyümüzdeki işletmeleri mi gezemedik, yayın evlerine mesajlar mı atmadık neler neler. Kimi görsek kitap ve yardım sorduk. Sonunda ekteki sunumda özetini yaptığım katkılarla fiziki olarak kütüphaneyi tamamladık. Öğrencilerimiz sildi süpürdü, barkotladı, numara verdi…Herşeyi anlatmak mümkün değil.
Kütüphanemize aldığımız bilgisayar yazılımında tüm kitaplar demirbaş ve barkot numarasıyla kayıtlı. Her öğlen gönüllü iki öğrenci ve bir öğretmen nöbetçi olarak öğle tatilinde kütüphaneyi açıyor. İlk kez üye olacak öğrenciler iki kitap daha önceden üye kaydı olanlar 1 kitap hediye ederek üye olabiliyorlar. 15 günlüğüne eve kitap alabiliyorlar. 3 boyutlu kitapları evlere vermiyoruz. Geç getirmeleri durumunda günlük 50 kuruş ceza alıyorlar, bu para ile gene kitap alınıyor. Bu yıl kütüphanemizin ilk yılı, öğrencileri kütüphaneye çekmek için ekte afişi olan yarışmayı düzenledik. Bu yarışma benzeri yarışmalar ve etkinliklerle ilgiyi güncel tutmaya çalışıyoruz. Bize fikir desteğinde bulunabilirsiniz.
[ Cihan Şen’in hazırladığı kütüphane sunumu için tıklayın lütfen Kütüphane 2013 ]
Kütüphanenin yapılmasında benim öğrencilerle yürüttüğüm çevre projeleri münasebetiyle hazırladığımız Yeşil İnci dergisinin katkısı büyük. Buraya aldığımız reklamlar karşılığında kütüphanenin bir eksiğini aldırdık. Elimiz paraya değmeden neredeyse tüm işi hallettik. Kitaplar ve iç mekanın tamamlanması için yaklaşık 20,000 TL kaynak yarattık.
[Öğrencilerin hazırladığı Yeşil İnci Dergisi’ne göz atmak için tıklayın lütfen: Yeşil İnci Sayı 5]
Bir yandan kendi kütüphanemizi yaparken her yıl başka okullara da kitap ve kırtasiye yardımında bulunduk. Ağrı Patnos’da bir köy okuluna bir kitaplık alıp onlarca kitap gönderdik.Biraz da para yollayıp kendi seçtikleri kitapları almalarına imkan verdik. Bizzat gidip kendim monte ettim. Muş’ta Ağrı’da  iki, Erzurum, Batman ve Urfa’da birer okula ufak çaplı kitap-kırtasiye yardımı yaptık. Tabi bunların çoğu milli eğitimin bilgisi dışında 🙂
En büyük zorluk taleplerin yerine getirilmesinin çok zaman alması. Birinden bir şey istiyorsunuz ama hallolması çok zaman alıyor. Onun haricinde idarecilerimiz fikren çok destekledikleri için çok sıkıntımız olmadı. Ayrıca, şu an da okulumuzda çalışmayan ama kütüphane oluşturulurken çok büyük emeği olan Nuran Cihan öğretmenimizin desteğini unutamam. Çok şanslıyız ki öğretmenimiz zorunlu sebeplerden tayin olup gittikten sonra Ayşe Özge Çimen öğretmenimiz geldi.Kütüphanenin işlek bir mekan olmasında onun katkısı da çok büyük. Dergimiz olmasaydı işimiz zor olabilirdi, çünkü karşılığında reklam koyunca (her ne kadar çok etkili bir potansiyeli olmasa da) ve para değil hizmet talep edince daha büyük meblalarda katkı alabiliyorsunuz.”

İzmir Bornova Kütüphanesi

İzmir Bornova Kütüphanesi Çocuk Kitapları Haftası bünyesinde birçok kitap okuma etkinliği düzenliyorlar. Kitap Okuyan Çocuklar Projesi’ni de desteklemek için bize programlarında yer veriyorlar. Eğer projeye destek verip, çocuğuyla kütüphaneye gidip kitap okumak isteyen aileler olursa lütfen bizimle irtibata geçin: gönüllü@kitapokuyancocuklar.org  İzmir’deki İl Sorumlumuz sevgili Berna Günal Küçük bu organizasyonda aktif rol oynayacak.
 
Berna Küçük
İzmir İl Sorumlusu
Mimar

Bornova İlçe Halk Kütüphanesi şimdiye kadar yalnız gittiğim ya da kızım Ekin’le gittiğimiz kütüphaneler içinde en enerjik çalışanlara sahip, en aktif kullanılan kütüphane diyebilirim. Bunda kütüphanenin müdiresi Asuman Nesibe GÖK’ün, onunla aynı enerjiyi paylaşan kütüphane personeli ve gönüllü çalışanların payı büyük elbette. Ziyarete gittiğimiz 19 temmuz günü saat 14.00- 17.30 arası, İzmir’in malum sıcağına rağmen o kadar çok kullanıcı geldi ki, inanamazsınız. Ayrıca yaz dönemi için iki gönüllü çalışan da katılmış aralarına. Küçük çocuklarla beraber kitap seçip okuyorlar, kütüphane işlerinde çalışanlara yardımcı oluyorlar.

Bornova’da merkezde, bir ara sokakta 82 m2, küçük bir kütüphane burası. Girişinde bebek arabası ya da tekerlekli sandalye kullananlar için rampa var. Ama araçlarını ısrarla engelli girişine koyup sıkıntı yaratan sürücülerden çok şikayetçiler. Girişte minik bir avlusu var, scooterla gelen küçük kitapseverler oraya araçlarını park edebiliyorlar

Dışarıdan içeriye girene kadar size sessizlik uyarıları karşılıyor.

Kullanıcıların da aktif olarak kütüphanenin işleyişine katılmaları ve bu yolla kütüphaneye sahip çıkmalarını amaçlayan Asuman Hanım, girişte kullanıcı sayısının işaretleneceği bir pano hazırlamış.

Asuman Hanım “okur” yerine “kullanıcı”yı tercih ediyor. “Kütüphaneye ille okumak için gelinmemeli, geçerken uğrasınlar, ortamı solusunlar, herkes kendince bir yol bulur zaten” diyor. Bu nedenle sanırım, her yaştan kullanıcı vardı o gün kütüphanede. Anne-çocuk, ya da dede/büyükanne-çocuk, gençler, orta yaşlılar, hatta dedesiyle gelen bebek bile vardı. Kimisi gazetelere göz atıyor, kimi çizgi roman okuyor, kimi bilgisayar başında, kimi kitabına dalıp gitmiş.

 

Zeminde PVC esaslı zemin kaplaması var. Mekan aydınlık ve ferah. Pencerelerden güneş ışığı doluyor mekana. Raflar arasında masalar ve sandalyelerle okuma alanları oluşturulmuş.

Giriş holünden itibaren her yerde kitap okunabiliyor.

Mutfak ve tuvaletler, ayna kaplı bir ara bölme ile giriş holünden ayrılıyor. İki tuvalet var, biri personele ait, diğeri kullanıcılar için ayrılmış. Emzirme odası, alt açma ünitesi gibi bebekli kullanıcılar için gerekli alanlar mevcut değil, ama kütüphanedeki sıcak yaklaşım sayesinde hepsi için çözümler bulunacağından eminim.

Giriş holünden sonraki mekanda dergilerin bulunduğu bir raf (yemek dergisinden seyahat dergisine çeşit çeşit dergiler var), hemen önünde satranç masası, bilgisayar kullanıcıları için ayrı bir bölüm ve kütüphane görevlilerinin odası yer alıyor. Ayrıca bir sehpa üzerinde okuyucuların yazması için bir günlük bulunuyor. Neler yazmışlar, okumanız lazım J Daha önce kitap okumayı sevmediğini, ama kütüphaneye geldikçe, kendine okuyacak kitaplar buldukça kitaplarla dost olduğunu anlatan birçok çocuğun yazısı vardı bu günlükte.

Küçük bir kütüphane olduğu için okul öncesi için ayrı bir mekan yok ama kitaplar ve okuma bölümü olarak mekanın içinde bir alan ayrılmış. Kitaplar 7-14 yaş olarak ayrı bir kitaplıktalar, kitaplığın alt raflarında da okul öncesi kitaplar var. Birkaç ahşap oyuncak ve el kuklası da mevcut. Çocukların oturmaları için fazla yer yok ama kitaplarını alıp başka masalara da geçebilirler.

Kitaplığın önüne yerleştirilen ünitenin açık rafları ve çekmeceleri okul öncesi ve yeni okumaya başlayanlar için ince kitaplarla dolu. Hatta biz kızım Ekin’le daha önce okuyup çok sevdiği Fatih Erdoğan’ın ilk okuma serilerinden birkaçını bulduk, hemencecik okudu orada ben fotoğraf çekerken.

Yer ve kullanım sınırlı ama çözümler sınırlı değil. Asuman Hanım anaokullarıyla yaptıkları ortak çalışmalarda, kütüphaneye gelen gruplar için masa ve sandalyeleri kaldırıp, yerlere minderler atıp, tavana yansıttığı projeksiyonla sunumlar bile yaptıklarını anlattı. Yani istedikten sonra yer azlığı sadece bir bahane olarak kalıyor…

Aslında bu noktada Asuman Hanım’ın okul öncesi çocuklarla yaptıkları kütüphane etkinliklerini anlatmalıyım, çünkü her biri çok heyecan verici çalışmalar. Çocuklara kütüphaneyi tanıtmak, kütüphaneyi sevdirmek için gerek özel, gerek devlete ait anaokullarıyla 2011’den itibaren düzenli olarak yürüttükleri ortak çalışmalarla çeşitli etkinlikler şöyle:

  • Kütüphanede sessiz olunması kavramını anlatmak için “taşlar ve sessizlik” oyunu oynuyorlar. Çocukların gözleri kapalı, bir kaba atılan taşları görmeden sadece sesini dinleyerek sayıp, kaç tane olduğunu yazıyorlar ya da yazmayı bilmeyen yaş grubuysa çiziyorlar.
  • Öğretmenleri eşliğinde kitap okuma etkinliği yapıyorlar. Sonra gruplara ayrılıp okudukları kitaptaki resimleri birbirlerine sessiz sinema tekniğiyle anlatmaya çalışıyorlar.
  • Kütüphanede araştırma yapmayı ve buldukları bilgiyi aktarmayı öğrenmek için de bir etkinlik var: belirlenen bir renk, şekil ya da hayvanı kütüphanedeki kitap ve dergilerden bulmaya çalışıyorlar, bulduktan sonra resmini yapıp bilgiyi aktarmış oluyorlar.
  • Okul öncesi çocuklara bir şeyler anlatabilmenin bir yolu da kuklaları konuşturmak. Bazen sıkıcı konuşmalar yerine Hacivat-Karagöz oyunlarına başvuruyorlarmış. Sonuç pür dikkat dinleyen kuzular 😉
  • Özel bir anaokuluyla bilgiye erişim çalışması yapmışlar. Anaokulu bünyesinde bir kütüphane oluşturmuşlar. Kitapları konularına göre sınıflandırmışlar ve konu simgelerini (örn. bilim, aile, arkadaşlık vs) çocuklar resimler çizerek hazırlamışlar. Çoğunluğun kullanmayı tercih ettiği resimleri/figürleri konu başlığı simgesi olarak kullanmışlar. Bu çalışma kütüphane haftasında sunulmuş ve pek çok yerden büyük ilgi göstermişler.
  • YKY ile öğretmen ve kütüphaneciler için yaratıcı drama eğitimi çalışması yapmışlar.
  • Yine kütüphane çalışanları ve civardaki anaokullarının öğretmenleri için Goethe Enstitüsü’nde kütüphanecilik ve Almanya’daki uygulamalar üzerine eğitim almışlar.
  • Ayrıca miniklerin kütüphane kartları öğretmenlerine ya da annelerine değil, mutlaka kendilerine veriliyor, böylelikle sorumluluk bilinci oluşturulmaya çalışılıyormuş.

Sadece anaokulları ile değil çalışmaları, tüm yaşlardaki çocuklara ve gençlere ulaşabilmek sürekli okullara gidiyorlarmış. Okullarda okuyucu ve yazar buluşmaları, yaratıcı drama çalışmaları, daha büyük yaşlar için düz yazı ve şiir okumaları gerçekleştiriyorlarmış. Asuman Hanım 8 yaştan sonra kütüphaneden bir kopuş yaşandığını söylüyor. Bunu geriye çevirmek için okul tanıtımlarını çok önemsiyor, kendi imkanlarıyla bile olsa mutlaka okullara gitmeye çalışıyormuş.

Gençlik merkezleri ile ortak çalışmalar yapıyorlarmış. Örneğin yeni bir projeleri var; Bornova büyük bir ilçe olduğu için semtlere, oradaki çocuklara/gençlere ulaşabilmek amacıyla gezici kütüphane kurmak.

Daha pek çok konu konuştuk Asuman Hanım’la. Biz konuşurken Ekin de bol bol resim yaptı, hatta gün sonunda resimlerini koymak için Asuman Hanım’ın verdiği zarfa Bornova İlçe Kütüphanesi’nin logosunu da çizerek kendisine bir dosya hazırladı.

Kütüphane personelinin niteliği, bilinçliliği de çok önemli. Asuman Hanım kendi enerjisini birleştirebileceği harika bir ekip kurmuş. Kullanıcının rahat ettiği, kapanış saatine kadar dolu, ilgi gösterilen bir kütüphane haline getirmiş burayı. Hatta kitap sayım dönemlerinde kullanıcılar zor durumda kalmasın diye “ödünç acil servis” uygulaması yapılıyormuş. Ayrıca facebook sayfaları da çok aktif, mutlaka takip edin.

Bu konuştuğumuz uygulamaların hepsi gün gün aktarılıyor oraya. Bizim gittiğimiz gün, Ekin okurken, ben notlar alırken fotoğraflarımızı çekip sayfaya eklemişler.  Günün sonunda topluca bir fotoğrafımız bile var.

Çok aktif, sıcak ve enerjik bir kütüphane burası, kendinizi orada rahat hissediyorsunuz. Alın yanınıza çocuğunuzu, mutlaka buraya uğrayın. Belki bir etkinliğe denk gelirsiniz, ya da bir kitap seçip beraber okursunuz, ya da sadece uğrayıp merhaba dersiniz 😉

İzmir’den sevgilerle…

 

Ümraniye Ahmet Süheyl Ünver Halk ve Çocuk Kütüphanesi

Yazan ve Fotoğraflayan: Filiz Morkoç20130427_132107

  • Mekan ve Ulaşım

Ümraniye Alemdağ Caddesi üzerinde bulunan  Haldun Alagaş Spor Tesisleri içinde yer alan Ahmet Süheyl Ünver Halk ve Çocuk Kütüphanesi, toplu ulaşım araçları ile kolayca ulaşılabilecek merkezi bir yerde.. Hemen önünde bir otobüs durağı var ve ulaşımı çok kolay.. 

Kütüphaneye giriş için ana cadde üzerindeki Ana Giriş kapısı veya yan sokaktaki Haldun Alagaş Spor Kompleksi kapısından yapılabiliyor.. Yer eğimi olan yerler de merdiven kullanımı olmadığından pusetle ya da tekerlekli sandalye ile ulaşım kolayca yapılabilir.

Umraniye Spor KompleksiÖzellikle spor kompleksi tarafından giriş yapıldığında kütüphaneye ulaşana kadar geilmesi gereken mesafede spor tesisi faaliyet alanları mevcut..

Yani mekana sadace kütüphaneden yararlanmak amacıyla değil, daha büyük çocuklar için özellikle spor yapmak amacıyla da gelinebilir.

Kütüphane giriş kapısının hemen bitişinde spor yapan 20130427_131826 20130427_131012kişilerin küçük çocuklarının  vakit geçirmesi için düzenlenmiş güzel bir bebek/çocuk odası var..

 Belki bu odada da okuma saatleri/aktiviteler düzenlenebilir mi?

  • Kütüphane Alanı

Hafta içi 09:00-19:00, Cumartesi 09:00-17:30 saatleri arasında açık olan kütüphanede 18bin civarında yayın mevcut.. Oldukça ferah ve rahat bir ortamda okuma yapılabiliyor, ödünç kitap alınabiliyor..

  • Çocuk Odası

Çocuk odası olarak tefriş edilmesi planlanan Oda yaklaşık 70 met

20130427_131051rekare büyüklüğünde ve okuma yapan diğer kitapseverleri rahatsız etmemek adına alandan ayrılmış kapalı bir oda haline dönüştürülmüş.. Henüz dekorasyon ve içerik olarak tamamlanmadığından, kolayca okul öncesi çocuklar için uygun hale getirilebilir. Zaten Sorumlusu Selma Hanım ile yaptığımız görüşme sırasında da alanın çocuklar için uygun hale getirileceği haberlerini aldık. Örneğin duvarlar


Kitap Okuyan Çocuklar Projesi olarak gördüğümüz eksikler ve naçizane önerilerimiz ise şunlardır :
ın çocukların ilgilisini çekecek şekilde dekore edileceği, yerlere yumuşak zemin malzemesi istediklerini, ayrıca pofidik yastıklarla vs çocukların rahatça vakit geçirecekleri bir alan yaratılmaya çalışılıyor.. 12bin civarında çocuk kitabı siparişi verilmiş, ayrıca bir iç mimardan odanın dekorasyonu için çalışma yapması istenmiş.. Çocuk kitaplarının da çocukların boyuna uygun ve renkli raflarda sunulması tasarlanmış.

  • Gelen çocukların su içebilmeleri için odanın köşesine bir su sebili ve plastik bardak konulabilir.
  • Selma hanım tuvalet olarak spor kompleksi içindeki tuvaletlerin kullanılabileceğini belirtti.. Hatta küçük boyutlu bir klozetin varlığından bahsetti ancak, bayanlar tuvaletinde ben göremedim çocuk klozeti.. (İki kabin kilitli, diğer üç kabin ise alaturka tarzında idi) Belki kabinlerden birine çocuklara uygun bir mini klozet konabilir ya da piyasadan 30-40 TL bedelle alınabilecek bir tuvalet adaptörü de çocukların bu ihtiyacını karşılanabilecektir.
  • Çocuk Okuma Odasının bir köşesine paravanla ayrılacak 1,5m*2m büyüklüğünde bir alana bir koltuk konarak çocuğunu emzirmek isteyen bayanlara yardımcı olunabilir ve yine aynı alana konabilecek bir portatif bebek alt açma ünitesi ise küçük çocuğu ile kitap okumaya gelen annelerin ciddi bir ihtiyaçları giderilebilir.

20130427_131030Örneğin odanın sağ köşesinde bulunan bu kirişten itibaren  2,5- 3 metrelik bir paravan ile hem emzirme ihtiyacı hem de bebek bezi değiştirme ihtiyacı olan annelere kolaylık sağlanabilir.

Örneğin odanın sağ köşesinde bulunan bu kirişten itibaren  2,5- 3 metrelik bir paravan ile hem emzirme ihtiyacı hem de bebek bezi değiştirme ihtiyacı olan annelere kolaylık sağlanabilir.

Umuyoruz ki Ahmet Süheyl Ünver Halk ve Çocuk Kütüphanesi açıldığında çocuklar için birçok kitap okuma etkinliğine ev sahipliği yapacak ve fiziki şartlar çocukların en rahat edebilecekleri şekle getirilecek. İleride Ahmet Süheyl Ünver Halk ve Çocuk Kütüphanesi’nde bol bol Kitap Okuyan Çocuklar’ı görmek dileğimizle…

İzmir Atatürk İl Halk Kütüphanesi

Kitap Okuyan Çocuklar Projesi’nin Facebook sayfasında Esra’nın sorduğu “İzmir Atatürk İl Halk Kütüphanesi’ne gidip çocuk bölümünü fotoğraflamak isteyen olur mu?” sorusu üzerine bir süredir katkıda bulunmak istediğim bu proje için bir şeyler yapma imkanı buldum. Atatürk İl Halk Kütüphanesi’ne gidip çocuk bölümü yetkilisi Necla Kıpçak’la ve kütüphane müdürü Talat Aydilek’le görüştüm. Son derece sıcak ve ilgili karşıladılar beni. Necla Hanım’la kütüphanenin kullanımının nasıl yaygınlaşabileceğini ve neden çocuk bölümünü çok ilgi göremediğini konuştuk. Son derece mantıklı ve uygulanabilir önerilerde bulundu. Tam da Kitap Okuyan Çocuklar Projesi’nin yola çıkış amacıyla paralel özetle şöyle dediler:

Kütüphanelerin iyileştirilmesi ya da cazip hale getirilmesinden çok, her mahalleye bir kütüphane olsa, halka daha kolay ulaşılır. Çünkü, 2-3 çocuklu bir ev hanımı yola çıkıp masraf yapmak, yollarda vakit geçirmek istemiyor, düşük gelirlileri kütüphaneye çekmek zor. Küçük küçük ama sayıca çok olmalı kütüphaneler. Kaymakamlıklardan destek alınabilir, mekan sağlarlar.

 Öncelikle şunu belirtmeli, kütüphane binası yıkılıp yerine yeni bir yapı inşa edilecekmiş. Talat Bey bu durumun yarattığı belirsizlik nedeniyle çocuk bölümü için aklındaki pek çok fikri uygulayamadığını söyledi. Buna rağmen, mekanda çocukların kullanımı düşünülerek düzenlemeler yapıldığı çok açık. Kendisi de eski bir eğitimci olan Talat Bey, çocuk eğitiminde “oyun” kavramının çok önemli olduğunu ve kitap okuma alışkanlığının da küçük yaşlarda hatta doğumdan itibaren oyun kavramıyla beraber verilmesi gerektiğini, böylelikle kitabın yaşamlarının bir parçası olup bir alışkanlığa dönüşebileceğini söyledi. Ayrıca kütüphanelerin bağlı bulunduğu Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğü kurumunun her ile tam kapsamlı birer çocuk kütüphanesi projesi varmış, İzmir için de Bornova’da bir kütüphane bu proje kapsamında dönüştürülecekmiş. Güzel haber! Merakla bekliyorum sonucunu…

 Sohbetimiz güzeldi ancak, kütüphaneyle ilgili gözlemlerimi de paylaşayım. Kütüphaneye giriş bebek arabasıyla gelen ya da fiziksel olarak engeli olan vatandaşlar için çok kolay değil. Çünkü kaldırım kotundan epey yüksekte olduğu için çok sayıda basamak var (tam 13 adet).

İçerdeki mobilyalar çocukların kullanabileceği şekilde planlanmış ve raflar çocukların erişebileceği yükseklikte. Hatta aralarda tekerlekli alçak kutular var, içi kitap dolu. 

Girişte araştırma bölümünde tekne biçiminde bir masa var, masanın gözlerinde adlarıyla merak uyandırıcı, gizemli kitaplar var küçük araştırmacılar için. 

İnce uzun bir dikdörtgen plana sahip mekan olan çocuk bölümü, mekanın gerektirdiği gibi planlanmış. Dikdörtgen boyunca tren ve lokomotifleri biçiminde mobilyalar konmuş, bu mobilyaların içlerinde yumuşak minderler (okuma saatleri ya da drama canlandırma saatleri için), el kuklaları (az sayıda ama yine de var), ve kitaplar var.

Üç cephesi de doğal ışık alıyor ve iç mekan oldukça aydınlık. Bu da ortamın daha sıcak algılanmasını sağlıyor. Pencere önlerine oturma bölümleri, aralara da fazla yüksek olmayan raflar konulmuş, hem ışık yüksek dolaplarla bölünmüyor hem de okurken doğal ışık kullanılmış oluyor. 

Mekanın bir bölümü kitap okuma saatleri için ve şimdi yapılmasa da kitap canlandırma oyunları için düzenlenmiş. İki basamakla yükseltilmiş bir platform yapılmış, fonda yine kitaplık ve kitaplar var.

 Bir bölüm de renkli plastikten metal aksamlı sandalye ve ahşap masalardan oluşan, yine çok yüksek olmayan kitaplıklarla çevrili olarak düzenlenmiş. Bu bölüm mekanın sonunda, daha büyük çocukların oturup kitap okuyup çalışacakları bir alan olarak planlanmış. 

Hatta ben oradayken kütüphanenin görme engelli bölümünü kullanmak için gelen bir çocuk, gönüllü çalıştırıcısı olan bir hanımla ders çalışıyordu. Bu da dayanışma ve yardımlaşma adına çok güzel bir uygulama. Böyle gönüllüler tarafından çalışmasına yardım edilerek sınavlara girip başarılar elde eden çok sayıda çocuk ve genç varmış. Ne sevindirici, değil mi?

Mekanı bölen aynı zamanda mekanları tanımlayan çok sayıda kolon bilgilendirici amaçla da kullanılmış. Bu kolonlara hangi kitabı nerede bulacağınızı gösteren yazılar asılmış.

Kütüphane zemini PVC esaslı zemin kaplamasıyla kaplanmış. Mekan aydınlık, bakımlı, temiz ve sıcak. Güvenlik kameraları var ve girişler kontrollü. Ancak pek çok olumlu özelliklerine karşın eksik ya da olumsuz diyebileceğimiz yanları da şöyle: Bebek arabası ile giriş mümkün değil. Emzirme odası, alt açma ünitesi yok, çok küçük çocuklar ve annelerini kullanımı açısından bunlar önemli eksiklikler. Tuvaletler ve lavabolar çocuk kullanımına uygun değil. Bu eksikliklerin dışında, zaman zaman ücretsiz kitaplar dağıtılan, okuma saatleri düzenlenen, bol ışıklı ve ferah mekanlı bu kütüphaneye, tiyatro salonuna yakınlığı nedeniyle çocuk oyununa gelen çocuklu aileler dışında fazla ziyaretçi gelmemesi çok ilginç geldi bana. Gitmişken kızım Ekin’in de Fransız Kültür Merkezi Kütüphanesi üyeliğiyle birlikte ikinci kütüphane üyeliğini gerçekleştirdim. Onun seveceği nitelikte 3 kitap seçip kütüphane gezimi sonlandırdım.

Talat Bey’in de dediği gibi belediyelerden ya da kurumlardan hizmet istemek için tabandan kuvvetli bir talep gelmeli. Kütüphaneleri seven belediye başkanları bu yönde çalışıp hizmet getirirken, bir sonraki dönemin başkanı bu konuyu hiç önemsemeyebilir. Bu nedenle halkın bu isteğini her yöneticiden talep etmesi, “kütüphanemi istiyorum!” demesi gerekli. Kitap Okuyan Çocuklar Projesi’nde olduğu gibi 🙂

Hizmet istemek elbette hakkımız ama var olanı da kullanmayı öğrenmemiz gerekiyor, çocuk kütüphanelerini boş bırakmayalım…

 İzmir’den sevgilerle…

Berna KÜÇÜK

Mimar

Beylikdüzü Kütüphanesi’nde Kitap Okuyan Çocuklar Etkinliği

Kütüphaneler Haftası etkinlikleri kapsamında Beylikdüzü Kütüphanesi, 30 Mart Cumartesi Kitap Okuyan Çocuklar Projesi’ne yer verdi. Bize desteğini hiçbir zaman esirgemeyen Kütüphane Müdürü Hilal Çuhadar’a ve uzun yollar katederek projemizi anlatmaya giden Proje Yardımcı Koordinatörü Aylin Aydın’a ve katılan ailelere/çocuklara sonsuz şükranla..

İBB Kütüphaneler Müdürü’nden Projemize Destek


19 Mart 2013 tarihinde projemiz sorumlularından Filiz Morkoç ile birlikte İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kütüphaneler ve Müzeler Müdürü Ramazan Minder’i kendi makamında  Atatürk Kitaplığı’nda ziyaret ettik. Ramazan Bey’e projemizi aktardık ve kendisi bu işe gönül vermiş bir kütüphaneci olarak projemizle çok ilgilendi. Kendisinden projemize destek sözü aldık.
 
Ayrıca İstanbul’da açılan kütüphaneleri ve çalışmaları bizimle paylaştı. Burada yapılan etkinliklerden bahsetti. Ve mevcut kütüphanelerde Kitap Okuyan Çocuklar Projesi’ nin etkinliklerini hayata geçirebileceğimizi söyledi. Okul öncesi çocuk kütüphaneleri ile ilgili fiziki şartlar üzerine konuşurken genel olarak ailelerin ihtiyacı olan alt değiştirme masası, emzirme bölümü, çocuk tuvaleti gibi detayların düşünülmediğini fakat bundan sonraki kütüphanelerde olması için çalışılacağından bahsetti.
 
Konuyla ilgili olarak da Ümraniye’de henüz yapım aşamasında olan kütüphane ile görüşmemiz için irtibat telefonu vererek; istenilen fiziki şartlar için konuşulup burada uygulamanın yapılabileceğini söyledi. Böylelikle diğer kütüphaneler için örnek teşkil edebilecek. En kısa sürede Ümraniye’deki kütüphanenin ziyaret edilmesi gerekiyor.
 
Ayrıca İstanbul’da faaliyet gösteren –fakat yaz aylarında atıl kalan- beş adet gezici kütüphane varmış. Biz de duyunca şaşırdık ve sevindik. Yaz ayları için etkinlik önerdik ve Ramazan Bey çok olumlu baktı. Gezici kütüpheneler için bir program oluşturup, Ramazan Bey’e göndereceğiz ve yaz aylarında çocuklar açık havada okuma etkinliklerine katılabilecek. Böylelikle hem kütüphaneleri atıl kalmaktan kurtaracağız hem de çocuklarımıza farklı mekanlarda etkinlik yapma fırsatı vereceğiz.
 
Son olarak bizim yapmak istediğimiz kitap okuma etkinliklerinden bahsederken, kendilerinin MASAL OKUMA Etkinliği adı altında bir masal saati uygulaması yaptıklarını öğrendik. Halen Sefaköy Metin And Kütüphanesinde her Çarşamba saat 13:00-14:00 saatleri arasında yapılan etkinliğin herkese açık ve ücretsiz olduğunu özellikle de belirtmek isteriz.

Metin And Kütüphanesinden bir fotoğraf
Sefaköy’deki Metin And Kütüphanesi ile ilgilli bilgilere şu linkten ulaşabilirsiniz. Kütüphane kitap kataloğu ise şu linkten  incelenebilir.
 
Talep olması durumunda başka kütüphanelerde de bu şekilde Masal Okuma Saati etkinlikleri yapılabileceği sözünü de aldık.
 
İstanbul içerisinde toplam 16 kütüphane olduğunu da Ramazan Bey’den öğrendik. Bunlardan hatırı sayılır kısmında KOÇ projesine destek olabilecek olmak, hepimizi heyecanlandıran bir haberdi.. Bu kütüphanelerle ilgili kısa bir tanıtım yazısını da pek yakında sayfamızda bulabileceksiniz.
 

Aylin Kök Aydın                          Filiz Morkoç
Proje Yardımcı Koordinatörü              Proje İl Sorumlusu

30 Mart Cumartesi Beylikduzu Cocuk Kutuphanesi’ndeyiz!

Kitap Okuyan Çocuklar Projesi olarak, Kütüphane Müdürü Sevgili Hilal Çuhadar’ın katkısıyla, Beylikdüzü Çocuk Kütüphanesi’nde Cumartesi günü 13’te düzenleyeceğimiz aktiviteye katılabilecek herkesi bekliyoruz!
Detaylı bilgi:
 
30 Mart 2013 Cumartesi Saat: 13:00-15:00 arası “Kitap Kurdu Ailesi” etkinliği
Yer: Beylikdüzü Belediyesi Merkez Kütüphanesi
Beylikdüzü Belediyesi Kültür MerkeziCumhuriyet Mah. No.28 Beylikdüzü – İSTANBUL Etkinlik kapsamında masal saati, yaratıcı drama, film gösterimi, müzik dinletisi etkinlikleri düzenlenecektir.

Örnek Kütüphaneci Hilal Çuhadar ve Örnek belediye Beylikdüzü Belediyesi

 Aylin Kök Aydın
Bildiğiniz gibi, Kitap Okuyan Çocuklar Projesi’ni Türkiye’nin her yerinde hayata geçirebilmek adına ya belediyelere başvuru konusunda yerel halka destek oluyoruz, ya da açılmış olan kütüphaneleri yerinde gidip inceleyip, gerektiğinde önerilerde bulunuyoruz.
Hilal Çuhadar, Kitap Okuyan Çocuklar Projesi’nin bloğunu ve imza kampanyasını Proje Koordinatörü arkadaşım Esra’nın kişisel bloğundan görmüş ve bizimle tanışmak istediğini yazan bir e-posta göndermiş. Bunun üzerine Pazar günü Beylikdüzü Belediyesi Kütüphane Sorumlusu Hilal Çuhadar’la kütüphanede görüştük. Giderken herhangi bir beklentim yoktu. Fakat kütüphaneyi görünce gözlerim ışıldadı. Evet beklentim yoktu ama bu kadarını da beklemiyordum doğrusu…
Bir hikaye anlatimi etkinligi sirasinda
Çocuk kütüphanesi, halk kütüphanesiyle birlikte Kültür Merkezi binasının içinde. Bina çok yeni. Çocuk bölümü 0-10 yaş arasına hitap ediyor. Yetişkin ve çocuk bölümü yan yana. Bu durum, ailelerin bireysel olarak da kendileriyle ilgili vakit geçirebilmeleri için elverişli bir ortam yaratıyor. Örneğin; çocuk kütüphanesinde vakit geçirmek istemeyen baba yan tarafta kendisiyle ilgili okuma yapabilir. Çocuk kütüphanesinin cam kilitli bir kapısı var. Yerler parke ve çok temiz. Çocuklara göre düzenlenmiş her şey. Masalar, sandalyeler, projektör perdesinin altında yeralan oturma grubu, raflar ve unuttuğum diğer detaylar. Masa, sandalyeler ve raflar ahşap.  Ahşap oyuncaklar ağırlıkta. Bunlar Hilal Hanım’ın önem verdiği konular olmuş. Fen köşesi vb adlandırılan bölümler yapmışlar. Kukla, drama çalışmaları yapıyorlarmış. Fonda da klasik müzik ya da ney taksimi enstrümantal müzikler çalıyorlar. Ve yukarıda da yazdığım gibi unutmuş olduğum çocuklara özel düşünülmüş ince detaylar.
Aylin Kok Aydin ve Hilal Cuhadar gorusme esnasinda
Binanın yan tarafında inşaatı devam eden bir bölüm var. Burada da içinde emzirme odası, çocuk tuvaleti olan bir merkez yapılıyormuş. İnşaat tamamlandığında da kütüphaneye gelen çocuklar ve anneler burayı kullanabilecek.
Beylikduzu Belediyesi Cocuk Kutuphanesi’ndeki cocuklar
mutlu bir okuma aktivitesi sonrasinda
Hilal Çuhadar, 20 senelik bir kütüphaneci. Mesleğindeki deneyimi ve işini çok sevdiği hemen hissediliyor. Orada bulunduğum süre içerisinde gördüğüm çocukları da kitapları da çok önemsiyor.  Tüm kütüphaneye Hilal Hanım olumlu düşüncelerini çok güzel bir şekilde yansıtmış.  Çok yeni hizmete girmesine rağmen bence çok iyi çalışılmış. Ve ilerleyen zaman içerisinde eminim pek çok yenilik de gelecektir.
Kütüphaneye ilgi de çok fazlaymış. Anneler-babalar, çocuklarını da alıp arkadaşlarıyla beraber okuma saatleri yapıp, kütüphanedeki  etkinliklerden faydalanıyormuş. İnsanlara iyi hizmet verildiğinde her zaman karşılığının alınacağına inananlardanım ben…
Hilal Çuhadar’ın söylediğine göre de Beylikdüzü Belediye Başkanı Yusuf Uzun kütüphane değil kütüphaneler hedefliyormuş. Bir belediye halkına böyle değer verebilir.  Kütüphaneyi görünce dedim ki demek ki yapılabiliyormuş, imkansız değilmiş. Yapılmak istenince geniş zamanla konuşmak değil yapmak gerekiyormuş. Ve bence Beylikdüzü Belediyesi örnek belediyecilik anlayışı sergiliyor belli ki vaatle değil icraatla çalışıyor.
Turkiye’de bu kadar guzel hazirlanmis bir cocuk kutuphanesi gormek
cok duygulandirici.
Demek ki olmaz diye birsey yokmus; alasi yapilir varmis.
Hilal Çuhadar; bizim projemizle ilgili de çok yapıcı davrandı. İnanıyorum ki hep birlikte çok şeyler yapacağız. İlk olarak da Kütüphaneciler Haftası’nda “Kitap Okuyan Çocuklar” olarak Hilal Hanım’ın desteğiyle Beylikdüzü’nde bir etkinlik gerçekleştireceğiz.
Oradan çıkarken düşündüğüm; Hilal Hanım gibi duyarlı, yaptığı işe sadece iş olarak bakmayıp, dokunduğu her yeri güzelleştiren, dönüştüren insanlarla dünyanın daha da yaşanır bir yer olacağıydı…
Ne yapsak Beylikdüzü’ne mi taşınsak acaba?
Yoksa yaşadığımız yerin kalitesini mi yükseltsek?

> Unutmamak lazım ki bu tarz kütüphaneleri güzelleştirecek olan oraya gidecek olan çocuklar. Umarız ki Beylikdüzü’nde yaşayan aileler bu kadar profesyonelce hazırlanmış olan bir kütüphaneyi boş bırakmazlar ve çocukların kütüphane anıları hayatları boyunca onlara mutluluk ve bilgi olarak onlara geri döner…
> Siz de yaşadığınız yerde böyle kütüphanelerin açılmasını istiyor ve bu konuda belediyeleri motive etmek istiyorsanız bizimle bağlantıya geçin..
Her şey daha aydınlık yarınlar için…

 Aylin Kök Aydın
Kitap Okuyan Çocuklar Projesi
Proje Yardımcı Koordinatörü

Sarıyer Demirtaş Ceyhun Kütüphanesi’ni ziyaret ettik

Bir önceki yazımızda Kitap Okuyan Çocuklar [KOÇ] Projesinin ana amaçlarından bahsetmiştik. İkinci maddenin varolan çocuk kütüphanelerinin, okul öncesi çocukların da kullanımı için uygun hale getirilmesi olduğunu söylemiştik.
Bu amaç doğrultusunda geçtiğimiz Çarşamba (23 Ocak 2013), Sarıyer İlçesi Proje Sorumlumuz Güliz’in Sarıyerli anneleri organize etmesiyle, belediyenin yeni hizmete açtığı Demirtaş CeyhunKütüphanesi’ni ziyaret etmek için toplandık. Ziyaretimizin amacı projemizi anlatmak ve belediyenin yeni açılan bu kütüphanesinin çocuk bölümünün fiziki koşullarını yerinde incelemekti. 
Bizi Sarıyer Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Filiz Coşkun, Er-ay Toys’un sahibi ve Konsey üyesi Ayşe Ünlü, kütüphane sorumlusu Canan Hanım karşıladı. Sağolsunlar vakitlerini ayırarak bize kütüphaneyi gezdirdiler. Daha sonra KOÇ Genel Koordinatörü Esra projeyle ilgili  sunum yaparak yurt dışından çocuk kütüphanesi örneklerini gösterdi ve mevcut mekanın nasıl düzenlenebileceğine ilişkin ayrıntılar hep birlikte tartışıldı.
Öncelikle şunu belirtmemiz gerekir ki, bu yeni kurulan kütüphanede küçük çocuklara ayrılmış bir oda bulmak bizi çok memnun etti. Bir belediyenin çocuklara da bünyesinde yer vermesi, belediyenin ileri görüşlülüğünü bu şekilde yansıtması ve bu konuda duyarlılık ve ilgi göstermesi bizim için çok önemli.  Lakin, muhtemelen ülkemizde çocuk kütüphanelerinin eksikliğinden ve örneklerinin az olmasından kaynaklanan bazı sorunlar tespit edip, Müdür Filiz Hanım ve sevgili Ayşe Ünlü’yle bu konuları tartışıp, mevcut mekanın nasıl iyileştirilebileceğine dair beyin fırtınası yaptık. Bu yazıda yaptığımız görüşmede karşılaştığımız soruları ve öne çıkan sorunları paylaşacağız ki, diğer il ve ilçelerde konuyla ilgili çalışan arkadaşlarımızla projeyi kapsamlı ve farklı açılardan paylaşmış olalım:
Neden oyun yuvaları değil de çocuk kütüphaneleri?
  • Kreşler, oyun yuvaları o mekana para ödeyerek giden ve müdavimlerinin belli olduğu bir ortamdır çocuklar için. Dışarıdan gelen çocuklar, dışlanırlar ve yuvaya devam eden çocukların güvenli ortamda bulunma hislerine zarar verir.
  • Çocuk Kütüphaneleri sadece maddi durumu iyi olan aileler için değil, toplumun her kesiminden gelecek çocuklara açık olacağı için toplumsal olarak bütünleşmeyi sağlayacaktır.
  • Çocuk Kütüphanelerine aileler çocuklarını bırakıp gitmeyecekler, aksine çocuklarıyla birlikte (aynen parklarda olduğu gibi) kaliteli vakit geçirip, belki diğer ailelerle dertleşip, kaynaşacaklar ki bunun da toplumsal bütünlüğü, karşılıklı anlayışı çoğaltacağını umut ediyoruz.
Neden belediyeler?
  • Açılmasını ve Türkiye’nin her yerinde çoğalmasını istediğimiz çocuk kütüphaneleri, yerel belediyelerin yerel halkıyla iletişimini kolaylaştıracak. Duyuru yapmak istediğinde afişler bastırmak zorunda olan belediyeler, halkla direkt iletişime geçebilecekleri topluluğa ve toplum merkezlerine ulaşmış olacaklar. Belediyeler farklı projelerini, yerel halkı için yaptığı düzenlemeleri, yatırımları halkıyla aracısız direkt paylaşma imkanı bulmuş olacak.
  • Herkesimin ücretsiz kitaba ve okumaya ulaşma hakkının olduğuna inanıyoruz. Belediyeler de var olan yapı içinde bunu en iyi yerine getirecek birimlerdir.
Ama küçük çocuklar kütüphaneyi dağıtır.
Evet dağıtırlar, çünkü onlar çocuktur ve yaratıcılıkları belli kalıplara sokulmamıştır. Dağınıklık esasında güzeldir, çünkü çocukların ilgisini geliştirir. Çocuklar kendilerini ne kadar rahat ve huzurlu bir ortamda hissederlerse aynı oranda o kütüphanede uzun ve kaliteli zaman geçirirler.
Okul öncesi çocuklar malum okuyamazlar, o yüzden gelip ‘bana Kırmızı Başlıklı Kız kitabını verir misin’ diye soru sormazlar. Onlar için renkler ve şekiller önemlidir. O yüzden de kitapların buna uygun dizilmesi önemlidir.
Demirtaş Ceyhun Kütüphanesi’ndeki çocuk odasında,
çocuklar kitap okurken

Yerimiz kısıtlı, bahsettiğiniz gibi tuvaletleri ve mekanı düzenlememiz imkansız.

KOÇ Projesi, her gittiği belediyeye bir dosya sunmakta ve varolan kütüphanelerdeki mevcut sistemin ya küçük yaş grubundaki çocuklara göre tanzim edilmesi gerektiğini söylemekte ya da kurulacak olan çocuk kütüphanelerinin çocukların kullanımına nasıl en uygun olacağını anlatmaktadır. 
Sunduğumuz önerilerden biri mekan müsaitse, çocuklar için üretilmiş tuvalet, lavabo ve alt açma ünitesi konulması. Filiz Hanım bunun için mekanda yerin olmadığını söyledi. Bizim önerimiz ise lavaboya erişim için bir yükselticinin (piyasada 5TL’ye bulunabilir) ve merdivenli bir tuvalet adaptörünün (piyasa fiyatı 30TL) alınmasıyla sorunun ortadan kalkacağı yönündeydi. Alt açma ünitesinin ise bebek bezi firmalarının sponsorluğuyla edinilebileceğinden ya da yaklaşık 50×120 cm ebadında içine süngerli minder konulan bir platformla (ahşap, plastik vb) çözülebileceğinden bahsettik. 
Evet imkansızlıklar olabilir, ama istendikten sonra neler yapılmaz ki, değil mi? 

Esra’dan toplantıda paylaşılmak istenmiş
ama laf kaynaması esnasında paylaşılamamış bir anekdot

Lise hazırlıkta resim öğretmenimiz bizi bir gün resim sergisine götürmüştü. Sergide bir sanatçı ebru tezgahının başında ebru yapıyordu. Ben ebruzene yaklaşıp, sordum: ‘Bunu ben de yapabilir miyim?’ Ebruzen cevap verdi: ‘Hayır, yapamazsın.’ Ben şaşırdım cevaba, ebruzen ekledi: ‘Eğer bir iş için kendine yapabilir miyim diye soruyorsan, başaramazsın. Yapacağım diyeceksin ki başarasın.’

Maddi kaynak nereden bulunur?

AB ve Kültür ve Eğitim Bakanlıklarının bu tarz sosyal sorumluluk projeleri için verdiği fonlar ve burslar var. KOÇ yakında dernekleşmeyi düşünüyor. Bu fonlara hem KOÇ başvurabilir hem de yerel belediyeler kendilerine bu projeyle fon sağlayabilirler. Örneğin, bize ilkokullardan, AVM’lerden, anaokullarından, gelin bu çocuk kütüphanelerini bünyemizde hayata geçirelim diye gelen teklifler oluyor. Milli Eğitim Bakanlığının Okullar Hayat Olsun projesi var. Umut ediyoruz ki belediyelerin ve Milli Eğitim Bakanlığının destekleriyle okullarda da halka açık çocuk kütüphaneleri faaliyete geçsin. 
Ayrıca maddi kaynak demişken, belediyeler çocuk kütüphanelerinin bulunduğu yerde (örneğin Sarıyer’de ziyaret ettiğimiz Demirtaş Ceyhun Kütüphanesi’nin harika bir boğaz manzarası ve bahçe alanı var) kafeler ya da çay ocakları açıp, ek gelir elde edebilirler. Buna ilaveten, organik ürün ve kitap satan küçük bir dükkan hem belediyeye kazanç sağlayacaktır hem de ailelerin güvenle alışveriş yapacakları mekanlar olmuş olacaktır.

Yapabileceklerimiz, sadece hayal gücümüzle kısıtlı!
 
Değerlendirme
 
Çok güzel bir proje olmasına rağmen Demirtaş Ceyhun Kütüphanesi maalesef küçük çocuklar düşünülerek dizayn edilmemiş. Resimlerde de göreceğiniz gibi çocuklara ayrılmış odadaki sandalye ve masalar büyük ve hantal; raflar tavana kadar yapıldığı için çocukların uzanabileceği yüksekliğin çok üstünde; kitaplar okuma yazması olmayan çocukların kullanımına uygun olmayacak şekilde dizilmiş ve çocuklara uygun ebatlarda tuvalet, lavabo ve alt açma ünitesi yok. Ama sevgili Müdür Filiz Hanım, toplantı odasının, resimlerle de örneklerini gösterdiğimiz şekilde ;çocuklar için daha rahat hareket edebilecekleri, hatta kukla gösterilerinin ve hikaye okuma saatlerinin yapılabileceği şekilde yeniden düzenlenebileceği müjdesini verdi. Biz anneler Filiz Müdür’ün ve sevgili Ayşe Ünlü’nün Sarıyer bölgesinde ve Demirtaş Ceyhun Kütüphanesi’nde çok güzel işler yapacağı inancıyla, mekandan ayrıldık. Sarıyer Proje Sorumlumuz Güliz, mekanı bundan sonra sık sık ziyaret ederek, başka annelerle de kütüphaneyi Sarıyer halkına duyurup, orada çocuklarıyla mekanı zenginleştirecekler. 
Toplantıyı organize ettiği ve projenin ilk gününden itibaren desteğini hissettirdiği için sevgili Ayşe Ünlü’ye çok teşekkürler!
Demirtaş Ceyhun Kütüphanesi’ndeki çocuk odasında